TOMB RAIDER 3 ADVENTURES OF LARA CROFT
HİKÂYESİ

Yazan: Çağatay Çalışkan: caliskancaga@yahoo.com

    Antartika'da bir grup araştırmacı kazı yapmaktadır.Mark adında bir eleman elindeki telsizle birine havanın soğuk olmasından ve rahat çalışamamaktan sözediyor ama karşıdaki adam söylediklerinin hiç birini anlamadığını söylüyor.Bunun üzerine Mark yüksek sesle herşeyin çok iyi gittiğini söylüyor.Bu arada dışarda çalışan diğer elemanların sesi geliyor.Kazı makinesinin sert bişeye takıldığını söylüyorlar ve makine baya bir zorlanıyor.Bunun üzerine Mark dışarı çıkıyor ve makineyi kapatmalarını söylüyor ama geç kalıyor.Makinenin motoruna bağlı kayış kopuyor.Çalışanlardan biri elindeki bir aletle makinenin neye takıldığını araştırmaya başlıyor.Bu arada kar motorlu biri gelip Mark'a gelip biraz diğer yerleri de kontrol etmesini istiyor.Ayrılırken adamlarından biri Mark'a burayı patlatıyorum diyor ve Mark da onaylıyor.
     İkisi birlikte bulundukları yeri terkediyorlar ve dolaşarak ayrıldıkları yerin daha alçak bi bölgesine gidiyorlar.Orada dev bir insan başı heykeli gören Mark telsizle adamına patlayıcıları kullanmamasını istiyor ama onun telsizi yanında olmadığı için duymuyor ve patlatıyor.Daha sonra bu bölgeye daha bir yakından bakmak için geri gidiyorlar.Az önce gördükleri heykellerden birçok tane var ve tam dinamitin patladığı yerde Paul Caulfield isimli bir mezar bulunuyor.Mark:

-Bu bölgenin biraz karışık bir tarihi olmalı.

Ve karşınızda Tomb Raider 3

Oyun India'da bir ormanın içinde başlıyor.Lara'nın niye burda olduğunu bilmiyoruz ve sadece ilerliyoruz.Ormanın içinde Lara bir kamp kurulduğunu görüyor ve   etrafta birinin olup olmadığını araştırıyor.Kolunda yeşil bir taş olan kendinde olamayan ve kendi kendine konuşan sarışın bir adamla karşılaşıyor.Aralarında şu konuşma geçiyor.Sarışın adam:

-Yeter artık yine ne istiyorsun git başımdan

-Git başımdam? Kiminle konuşuyorsun?

-Senle senin gibi etrafta dönen binlerce senle

-Pekala tamam sakin ol ben sadece şu tapınak hakkında birşey bilip bilmediğini sorcam

Kesin bir cevap alamayınca

-Seninle beraber başka birisi de var mı burada?

-Evet Wendy ve Wory onlara oraya gitmemelerini söylemiştim diyor ve saçmalaya saçmalaya gidiyor son sözü de ölmek oluyor.

    Sonraki bölümde tapınağa giren Lara geri çıktıktan sonra bu adamı nehirde bir salın üstünde görüyor. Lara'yı görünce doğaüstü güçleriyle bir deprem yaratıyor ve tapınağın taşlarının üstüne devrilmesine neden oluyor ama Lara bundan son anda kaçıyor. Tam arkasından koşup takip edecekken Lara'nın gözüne bir dağ motorsikleti çarpıyor ve yola onla devam ediyor. (Son model motorsiklet nerden gelmişse artık oraya)

    Bu ormanın içinde geçen bölümün sonunda Lara bu adamı öldürüyor. Adamdan düşen Infada Stone adlı artifacti alıyor ve arada oyunun başındaki vidyoyu aydınlatan bir vidyo izliyoruz.
   Lara tapınaktan çıktığında nehir kenarında bir botla karşılaşıyor.Aslında bu bir tesadüf diğil o Lara'yı zaten bekliyordu. Lara bota binince içindeki adam kendini Dr.Willard olarak tanıtıyor. Lara'ya yaptığı işten etkilendiğini ve başka bir iş teklif etmek istediğini söylüyor.Lara da ''az önceki çılgın çocuklarınızdan bi tane daha mı? Hayır teşekkürler'' diyor.Dr.Willard Lara'ya bu elindeki taşlardan etkilendiğini ve ilgi duyduğunu söylüyor.Lara da
   -Ben bu Artifact'ten (yani elindeki taştan) bi tane olduğunu sanıyordum.
   -İzin verin gösteriyim.

Dr.Willard çantasındaki cihazla taşı inceliyor.

-Bu taş India'da yada Antartika'dan değil ve buraya yüzyıllar önce getirilmiş. Bakın dünya üzerinde bulunmayan bir maddeden yapılmış.

-Peki nasıl ortaya çıktı?

-Evrenin ötesinden, gezegenlerden!

-Araştırmalarımız sonucunda bulduğumuz şu günlüğü okuyun.

Lara Dr.Willard'ın uzattığı günlüğü okumaya başlıyor ve vidyo eski zamana dönüyor.Steven adında bir kaptan 3 adamıyla birlikte denizde yollarını kaybetmişlerdir.Günlerdir gittikleri yeri bilmeden yol almaktadırlar ve yemek sıkıntısı çekilmektedir. Haftalardır karşılarına herhangi bir kara çıkmamıştır ve hava giderek soğumaktadır.Ama en sonunda üstü karlarla kaplı bir yere ayak basarlar ve etrafı araştırmaya başlarlar. Karşılarına bir mağara çıkar ve içeriye göz atarlar.İçerde insan kafası şeklinde heykeller var. Buzdan bir köprüden geçerler ve Steven'ın adamlarından biri üstünde yazılar olan kertenkele biçiminde bir artifact bulur.Ve ardından diğerleri aynı taştan yapılmış üç tane daha taş bulurlar. Bu adamlar gözalıcı taşlara kendilerini kaptırmışken Steven'ın gözüne adamına doğru giden bir kurta ait ayak izleri çarpar ve takib eder. Adamının yanına gidince tepesindeki kurtu görür.Kurt adamın üstüne atlar ve direk boğazını ısırır.Steven adamını kurtarmak için kurta ateş eder ve kaçırır. Ama aşırı sesten dolayı bulundukları yer çöker ve aşağı kaymaya başlarlar.Büyük bir şans eseri Steven kurtuluyor ama adamını kaybediyor ve onun için bir mezar yapıyor.Bu mezar oyunun başındaki vidyoda gördüğümüz mezardır.

Sonra kamera Larayla Dr.Willard'a geri dönüyor ve Dr.Willard devam ediyor.

-Steven bu yolculuktan sağ kurtulan tek kişi olmuştu ve Londra'ya geri dönünce Antartika'da bulduğu Artifact'leri ( Laranın bulduğu taşı ve diğerlerini ) batıl inançlarına göre dünyanın farklı yerlerine sattı. Birini Güney Pasifik Adalarına birini Nevada'ya ve birini de yine Londra'daki bir yere. Benim gidip görmek istediğim yerlerdir.

Lara da ilgilenmemiş gibi gözükerek ''kulağa hoş geliyor'' diyor ama bilgiyi kapmış bir kere bırakır mı hiç.Ve böylece Lara dünyanın farklı yerlerindeki maceralarına başlıyor.

GÜNEY PASİFİK ADALARI
  Bölüme yüzerek başlıyoruz.Sanki Lara o kadar yolu İngiltere'den yüzerek gelmiş gibi. Ormanın derinliklerine iniyoruz ve bir yerli kasabasıyla karşılaşıyoruz.Yerliler pata küte çocuklar gibi bağıra bağıra öldürmeye çalışıyo sizi. En sonunda bir ağacın üzerine yapılmış bir kulübeye çıkıyoruz ve içerde Lara bacağı kopmuş bir adamla konuşuyor. Adam düşen bir uçaktan zor kurtulduğunu anlatıyor ve yerlilerden ancak bu kulübe de saklanabildiğini söylüyor.Ve ayrıca Lara'ya bataklığın karşısına nasıl geçildiğini gösteren bir harita veriyor. Lara bataklığı geçiyor karşısına sonunda askerler ve dinazorlar çıkmaya başlıyor.Ayrıca yere çakılmış uçağın diğer tarafına geçmeye çalışıyor. Uçaktan roket atar silahı çıkartıp bir duvarı kırdıktan sonra bir tapınağa giriyor Lara ve karşımıza çıkan ilk medeni ve sıcakkanlı yerliyle konuşuyor.Ben ilk önce şaşırmıştım Allahın pasifik adalı yerlisi nasıl ingilizce biliyor diye. Belki zorlasak İtalyanca bile konuşabilir.Neyse Lara içerde kayıp artifact hakkında çizilen resimleri görüyor ve yerli taş hakkında konuşmaya başlıyor.Bu arada yerliler bu artifacte sihirli GUMA GUMA taşı diyorlar.Eski bir adamın zamanında bu taşı nasıl almaya çalıştığını ama başaramadığını falan anlatıyor. Lara taşın şimdi nerde olduğunu soruca yerli maymun gibi yere çöküyor kendi kendine söyleniyor ve lara ordan çıkıyor.Daha sonra karşımıza o su kayağı çıkıyor şidiye kadar ki tüm TR lerde en çok sevdiğim araç. Kayakla bir sürü akıntıya karşı gelip en sonunda bir tapınağın içine giriyoruz acayip bir canavar öldürüp Element 115 adlı artifacti alıyoruz.

NEVADA ÇÖLÜ
Bu bölüm bence çok iyi düşünülmüş.Lara Nevada çölüne hiçbirşey bilmeden sadece artifacti aramak için geliyor.Biraz ilerleyip bir su deposunun üstüne çıkınca burnunun dibinden bir savaş uçağı geçiyor.Biraz daha ilerleyince görüyoruz ki Nevada çölünün tam ortasında gizli bir üst var ve Lara'nın artifacti bulması için mutlaka buraya girmesi gerekiyor.Ama tabiki buraya giriş o kadar kolay diğil buna bağlı olarakta Lara zor yolu tercih ediyor tabi.Bir dağ motorsikletiyle hafifçe yüksek bir tepeden hızlanarak tellerin üstünden atlıyor ama motorsiklet son anda tellere takılıyor.Lara pata küte baya kötü bir şekilde düşüyor ve bayılıyor.Bayılarak da olsa Lara artık içerdedir.Güvenlik görevlileri Lara'yı bir odaya tıkıyorlar ve burdan kaçıyoruz(bu odadan kaçış çok saçma).Diğer mahkumları kurtarıp güvenlik görevlilerini öldürtüyoruz ve dışarı çıktığımızda bir kamyonun arkasına gizlice binip bu gizli üstten kaçıyoruz.Bu arada Lara da kamyonun arkasında öldürdüğü ve öldürttüğü adamların üstüne kola içip keyif yapıyor.Bu kamyon bizi Amerika'da varlığı tam olarak ispatlanamamış filmlere konu olmuş, uzaylılar hakkında araştırma yapan 51.Bölge adında gizli bir araştırma merkezine getiriyor.(gerçekte de Nevada da olduğu söyleniyor.)Burda ameliyat masasına yatırılmış uzaylı amcalar görüyoruz.Ve en sonunda uzay gemilerinin kapısını açıp içinden Ora Degger adlı artifacti alıyoruz.

 LONDRA

Siyah bir kıyafet içinde bir binanın tepesinde başlıyoruz oyuna ve ilk bölümü bitirince karşımıza bir adam çıkıyor.Kısa bir çatışma sonrası Lara adamı kolundan vuruyor ve adam silahını düşürüyor.Geri almak isterken Lara tekme atıyor ama adam onu ayağından yakalıyıp yere deviriyor.Ama sonuçta silahlar Lara da ve adamın boğazına dayayıp kimin için çalıştığını soruyor.Adam ilk başta başlarında çalan çan yüzünden duymadığını söylüyor ama Lara ne dediğimi duydun diyerek adamı üstünden fırlatıyor.Ve sonra Bayan Fare Lee (türkçe okumayın sakın) cevabını alıyor.Adam babasının ve onunda babasının bu kadın için çalıştığını söylüyor ve bu sırada silahını kapıyor.Lara aşırı bir tepki göstermiyor çünkü adam arkasındaki çanı unutmuştu.İyi bir uçuş gerçekleştiriyor.(İlk kanatsız uçan londralı eleman).Daha sonra Lara çanın dibindeki delikten aşağı metroya iniyor.

Metroda tadilat var ve serseriler cirit atıyor.Bir trenin içinden gizli bir geçit buluyoruz ve daha aşağı bir yere kayıyoruz.Burda araya yine demo giriyor.Lara'nın kaydığı yer çok yüksek olduğu için düşünce inciniyo biraz.Serserinin teki onu tenekelere bürünmüş bir herifin önünde diz çöktürüyor.Adam Lara'ya Bayan Lee için mi çalıştığını soruyor ve o da hayır diyor.Ben ilk önce bu Shredder kılıklı adamı kanalizasyonda Ninja Kaplumbağalarla falan savaşıyo sanmıştım.Ama o bayan Lee denen kadından oldum olası nefret eden biri çıktı.Onun özel güçleri olan bir cadı olduğunu herşeyin en iyiysini kendisine yaptığını ve insanlar üzerinde tehlikeli ve yasak deneyler yaptığını söylüyor.Ona ulaşmak için bir müzeye gizli geçitler falan kazmışlar zaten burda mısır figürleri falan da görüyoruz.Adam Lara'ya ordan ayrılmamasını aksi taktirde çok kolay ölceğini söyleyerek korkutuyor ve Lara da teşekkür ediyor.Ve en sonunda bir havalandırma borusunun içersinden bu kadının odasına giriyoruz.Lee Lara'ya

-Eğer biraz benim kitaplarımı okursanız belki yaşam stilimden birşeyler kaparsınız ve silahları bırakırsınız.

-Hayır ama senin o deneylerinden bişey kapabilceğem kesin dua etki kimse ölmemiş.Şu artifacte biraz vakalım

-Belki bi sonraki yaşamında

-Görücez

diyor ve silahlarını kuşanıp kadını öldürüyor.Bu bölümde ondan düşen The Eye Of Isis adlı artifacti alıyoruz

 

Bu dört artifacti de toplayınca Antartika'ya uçuş bileti kazanıyorsunuz.Buraya gelmemizin nedeni yüzyıllar önce bugünkü Antartika'ya düşen metaorla gelen Artifactlerin sırrını çözmek.Lara tutmuş olduğu geveze bir helikopter pilotuyla geliyor Antartika'ya.Yolda fırtınaya yakalanıyorlar.Pilot helikopteri zar zor indirmeyi başarıyor ama bir buz parçasının üstüne.Pilot deneyimli ve yetenikli olabilir ama asla Lara kadar zeki ve çevik olamaz.Lara buzun çökeçeğini anladığında henem aşağı atladı.Salak pilot da öldü.(Bu pilotu bu kadar eleştirmemim nedeni tipine gıcık kapmam)

İlk bölümün sonunda bir bir kulübeye giriyoruz.Kızıl saçlı adamın teki oturmuş domates çorbası içiyor.Lara'ya içeri girip kendini evindeymiş gibi hissetmesini söylüyor Lara'da buna geçirdiği onca olaydan sonra baya bir sinirleniyor.Elinde artifactlerin bulunduğu bir çanta var.(nerden geldiyse o çanta iki saniyede).Burda açıkçası adamın Lara'ya tam olarak ne anlattığını anlayamadım çünkü bazı bilimsel terimler falan kullanıyor.Ama genel olarak taşların kullanıldığı tapınağa nasıl girildiğini bildiğini ve taşların gücüyle bir insanın üzerinde oluşacak evrimi kontrol edebileceğini söylüyor.Ve en sonunda adam:

-Artık elimde artifactler var ve oraya girebilirim.

-Yani beni India'ya bu taşlardan birkaçını bulmam için gönderdin ve beni buraya getirdin bak bunu bana söylemek için kötü bir zaman seçtin biliyomusun

Ve burda adam türk filmlerindeki cengaverler gibi heeeeeyt diyerekten masayı Lara'nın üstüne deviriyor ve taşları alıp kaçıyor.(Orayı izleyin görürüsünüz adamın içtiği domates çorbası soğuktan donmuş yere düşünce dökülmüyor ama adam hala içmeye çalışıyordu :) Lara ne kadar peşinden koşsada adamı yakalayamıyor ve aşağı indiği asansörün üstüne atlıyor.Bu bölümde karşımıza vagonlar çıkıyor.Taşları çalan adamın da hakkını yememek lazım tapınağa ulaşmak için onca kazmış yerleri.

En sonunda tapınağı da geçip adamı buluyoruz.Adamı taşları yerine yerleştirirken yakalıyor Lara.Bu arada etraftan garip sesler geliyor.Bunlar taşların şimdiye kadar karşılaştıkları insanların kaydettikleri sesleri.Kaptan Steven ve adamlarının, India'daki sarışın adamın, güney pasifik adalarındaki bacağı kopmuş kaptanın ve Bayan Lee'nin.(He He bi tek o salak pilotun sesi yok ezik).Adam tüm taşları yerleştirdikten sonra kenidini ortadaki paltforma atıyor.Bu arada Lara da olaylara hiç müdahale etmiyor herşeyi uzaktan izliyor ve görüyor ki adam dev bir örümceğe dönüşmüş.Daha sonra ablamız bu örümceği bayılta bayılta geri alıyor taşlarını ve sonra da öldürüyor.Bu savaştığımız yer oyunun en başında gördüğümüz meteorun düştüğü yer ve ortada dönen büyük taşta meteor.Tüm taşları aldıktan sonra ölen örümceğin ateşinden kurtuluyoruz ve yukarı tırmanıyoruz.(Ben bu örümceği öldürmeden yukarı tırmanmayı başarmıştım.Ateşinden nasıl kurtulduğumu ben bile hatırlamıyorum ama oyun bitmiyor.Merak eden varsa denesin diye söyledim)

Bu bölümün sonunda oyunun son vidyosunu izliyoruz.Bu sefer helikopterle o salak pilotun kardeşi gelmiş ama Allah razı olsun Lara sıkıyo iki tane hıyara ve ortalığı darmadağan edip evine geri dönüyor.Tüm secretleri bulanlar Londra'ya geri dönüyor sonra eve gidiyor tabi.

E bitti.