|
İ Ç İ
D E K İ L E R
01- Önsöz.
03- Tarifler.
03-
İstincâ, İstibrâ, istinkâ.
04- Konun Önemi.
05- İstibra Farzdır.
06- Müslümanların istibraya dikkat etmeleri lazımdır.
07- İdrar damlamasından korunmak.
08- İstibrada vesvese.
09- İdrar yolları anatomisi.
10- Erkek cinsel organlarından gelen sıvılar.
11- Mezi hakkında bilgi.
12- İşeme fonksiyonu.
13-
Sıvazlama metodu.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM
El-hamdulîllâhi
Rabbilâlemin ves-sâlatû ve selâmu alâ Muhammedin ve alâ alihî ve eshabihi ecmain
Toplumların en büyük sorunlarından biri, bazı sorun olabilecek
kavramları küçük fiiliyatlar olarak görerek onları göz ardı etmek ile başlar. Bu
küçük sorunlar yeri geldiğinde, çok büyük sorumlulukları ve ödevleri yerlerine
getirmede bizlere sıkıntı olmaktadır. " istibrâ " konusu da, bu şekilde küçük
gibi görünen ancak, ilerletildiğinde kişinin sağlığına ve dinine olan
sorumluluklarında büyük yaralar açabilecek konuların başında gelmektedir. Yüce
dinimiz İslamiyet, insana temiz olmayı emreder. Temizlik sadece vücuden değil
aynı zamanda ruhen de olmalıdır. Dinimiz ile Sağlığımızın en paralelliği burada
başlamakta ve her Müslüman bünyede uyanmaktadır. Sağlıklı bir insanın, idrar
kanallarını tam olarak temizlemeyişi birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır.
Necis olanın vücuttan tam olarak atılması gerekmektedir.
Bir Müslüman’ın sağlıklı ibadetini yerine getirmesi için
sığınması gereken en büyük kötülüklerden biri; "vesvese"dir. “And olsun ki,
insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliyoruz ve
biz ona şah damarından daha yakınız” (Kâf, 50/16) ayeti, nefsin vesvesesine
işaret ederken; “Şeytan Adem’e vesvese verdi” (A’raf, 7/20; Tâha, 20/120)
manasına gelen bir çok ayet de şeytanın vesvesesine delalet etmektedir.
İstibrâ; pislikten uzak olmak, temizlenmek, idrardan sonra
gelen sızıntıyı gidermek manalarına gelmektedir. İstibrâ; hareket etmek, yürümek
veya öksürmek gibi çeşitli yollarla yapılabilir. Toplumumuzda en çok kabul
edilen yöntemler zaten bunlardır. Ancak, istibrâ her zaman bir vesvese sebebi
olarak insanın kalbine gelmektedir. Bu duruma iki cihan güneşi Resulullah
efendimiz; "Endişe edilecek bir şey yok; o mahz-ı imandır, imanın
kuvvetindendir" derlerdi. istibrâ, abdest için vesveseyi kesecek kadar görünen
küçük ama etkili bir yöntemdir. Bu kitapta, istibrâ hakkında birçok bilgi
bulacak. Küçük şey olarak düşündüğümüz çoğu şeyin aslında, inancımız ve
sağlığımız açısından ne büyük sorumluluklarımızı vesvesesiz tam bir teslimiyet
ile yerine getirebileceğimizi göreceksiniz.
Daha önce Hakses Mecmuasında makale şeklinde yayınlanan
istibrâ konusu nedeniyle birçok Müslüman kardeşimizin yarasına parmak basmış
olduk. Birçok tebrikler aldık. Yine bu kardeşlerimizin umumi arzuları ve devamlı
istekleri üzerine bu makalelerimizi kitap haline getirmeye karar verdik. Bu
hususta yakın ilgi ve alakalarını eksik etmeyen Gonca yayın evi sahibi Sayın
Hasan Başpehlivan’a, kitabından faydalandığım hocamız Ekrem Doğanay'a ve beni bu
hususta teşvik eden İsmail Coşar hocama, kitabımı tashih eden İslami ve fıkıh
yönünden yardımda bulunan Hattap Eren hocama teşekkürlerimi sunarım.
Allah(c.c) onlardan razı olsun derim.
Gayret bizden, Tevfik Allah(c.c) tandır.
Op. Dr. Mehmet Ali HATAY
2012-KONYA
1-İSTİBRÂNIN
LÜGAT MANASI
İstibrâ kelime manası olarak, Temizlemeyi, kurtulmayı istemek ve bunun için gayret
göstermektir. İstibrânın manası şöyledir: Ayırmak, uzak etmek, küçük tuvaletten
sonra idrarından kurtulmak, idrar eserinin tamamen
kesilmesini sağlamaktır.
2-TARİFLER:
İstincâ: Büyük ve küçük tuvalet yaptıktan sonra temizlenmeye denir.
İstibrâ: İdrardan ve necasetten temiz olma, kurulanma demektir.(01)(02) istincâ içinde değerlendirilir.
İstintar: İdrarı
son damlaya kadar çıkarmak yapılan gayrettir.(03)
İstinka: İdrar yolunda idrar kalmadığına veya vücutta necaset
kalmadığına kalbinin mutmain olması demektir.
3-İSTİNCA, İSTİBRA, İSTİNKA:
İstinca (Taharetlenme): Sözlükte, Necaseti (pisliği) gidermek manasına gelir.
Fıkıhî anlamda: İnsanın dışa attığı dışkı, sidik, kan, meni, mezi, (cinsel heyecandan sonra meniden önce çıkan saydam bir sıvı) ve vedi (idrardan sonra gelen koyu sarımsı bir sıvı)
gibi necasetlerden su ve ona benzer temizleyici özelliği olan maddelerle temizlenmektir.
Hanefi alimlerine göre dışa atılan necasetleri eğer çıkış mahallini taşmamış ise temizlenmesi sünnet-i müekkededir. (Mutlaka yapılması gereken sünnet) Etrafa yayılmış ve 4 gr kadar ise sadece su ile temizlenmesi vacip, 4 gramdan fazla ve taşmış ise yıkayarak temizlenmesi farzdır. Diğer mezhep âlimlerine göre her durumda yıkanması vaciptir.
Kişinin çıkardığı kuru gazdan dolayı çıkış mahallini yıkamak alimlerin ittifakı ile gerekmemektedir (1) Ancak sulu ise yıkaması gereklidir..
Resulullah (S.A.S) şöyle buyurur: “Çıkan kuru gazdan dolayı taharetlenen (su ile temizlenen) bizden değildir.” (2)
Çıkan kuru bağırsak kurdundan dolayı taharetlenmek Hanefilerce vaciptir. Şafilerce kuru, üzerinde pislik eseri yoksa çıkış mahallini yıkamak müstahap ve sünnettir.
Pislik eseri varsa farzdır (3)
İstinca (taharetlenme) vasıtalar:
1- Su. En önemli taharetlenme, temizlenme maddesidir.
2- Pisliği giderici taş. kaya parçası, cilde zarar verici olmayan cam, kireç, kömür katı maddeler. Katı madde ile yapılan temizlenme işlevine isticmar denilir. Taharetlenirken başta sakıncalı olmayan katı maddeler veya tuvalet kâğıdı ile üç kez necasetin kabası alındıktan sonra eseri ve kokusu kalmayıncaya kadar ve temizlendiğine kanaat getirilecek şekilde su ile yıkamak sünnettir.
3- İpek, pamuk, kumaş, bez gibi maddeler.
4- Tuvalet kâğıdı. Yazı yazmakta kullanılan kâğıtlar yazıya saygısızlık ve israf olarak görüldüğünden taharetlenmede kullanılmayı mekruh olarak görülmüştür. (4) Tuvalet kağıdı daha ziyade kurulanmakta kullanılır. Havlu gibi bir taharet bezi kullanılması daha iyi olur. Taharetlenmede kağıt kullanılırsa ayrıca su ile yıkamak daha iyidir.
5-
Ekmek, kemik, gibi hürmet edilen şeylerle taharetlenmek doğru olmayıp,
mekruhtur.
Tuvalete girme adabı:
1- Tuvalete girerken kutsal isimler, kuran ve yazı bulundurmamalıdır. (Muska, Allah Yazılı yüzük, bileklik ve kolyeler)
2- Paçaları sıvamalı.
3- Kapıya yaklaşırken; “Bismillah, Allah’ım! Şeytandan ve necasetlerden sana sığınırım.” denmelidir.
4- Sol ayakla girilmeli, sağ ayakla çıkılmalıdır.
5- İhtiyaç dışında edebe aykırı açılıp saçılmamalı, Çıplak halde girilmemeli.
6- Başkalarının avret sayılan göbek-diz kapağı arasına bakmaktan ve başkalarının örtülmesi gereken yeri görecek şekilde açılmaktan sakınmalıdır.
7- İster kırda, ister tuvalette olsun önü ve sırtı kıbleye gelecek şekilde oturmamalıdır.
8- Rüzgârın esintisine karşı idrarını yapmamalıdır. Bu idrar sıçramasına neden olur ve bundan sakınmak gerekir.
9- Yola, yol kenarlarına, başkalarının kapı ve duvarlarına, Cami ve kabristan yakınlarına, gölgeliklere, meyveli ağaçların altlarına, karınca ve diğer haşarat deliklerine, abdest ve gusül alınan yerlerde, geri tepecek şekildeki sert yerlere idrar ve tuvalet yapmak mekruh görülmüştür.
10- Zaruret dışında ayakta idrar yapmamalıdır. Tıbbi açıdan zararlı olduğu gibi, dini açıdan da kaba davranış ve edep dışı olarak görülmüştür.
11- İhtiyaç dışı açılıp saçılmamalıdır.
12- Tuvalette başkalarının göreceği şekilde oturmamalıdır.
13- Klozet denilen alafranga tuvaletlere zaruret olmadan oturmamalıdır. Bağırsakların boşalması tam olarak sağlanmadığından tıbbi zararları olduğu gibi, genel yerlerdeki klozetlerin bulaşıcı hastalıkları bulaştırdığı için sakıncalıdır. Yaşlılıkta, dizlerin kırılmamasında, bel hastalıklarında kullanılabilir.
14- Tuvalete çömelerek oturmalı ve sol tarafa meyledilmelidir. Bu oturuş bağırsakların ve mesanenin tam boşalmasına neden olur. Böylece kabızlık ve artık idrarın kalma gibi bir durumu olmayacaktır. İdrarın tam çıkmaması, mesanede kalması mesane iltihabı ve taş oluşumuna neden olacağını unutmayın.
15 - Tuvalette uzun kalmamalıdır. Mesane ve bağırsaklar tam boşalmadan kalkamamalıdır.
16- Tuvalette konuşulmamalı, selam almamalı, selam vermemeli, dini konuları düşünmemelidir. Edep yerlerine, idrar ve büyük tuvaletine bakmamalı, tuvalet içine balgam ve sümük atmamalı, çevresini ve tuvalet taşını temiz tutmalıdır.
17- Sağ elle su dökmeli sol el ile ön ve arka necaset mahallini pislik eseri bırakmadan yıkamalıdır. Vesvese yapılmamalıdır. Yıkama esnasında suyu çarparak değil yukarıdan aşağı doğru akıtmak suretiyle yıkamalı ve sıçramalara dikkat edilmelidir. Bunun için kullanmaya en uygunu ibrik veya aç-kapa başlıklı taharetlenme hortumudur.
18- Tuvalet kâğıdı ile veya havlu ile kurulanmalıdır.
19- Ayakta idrar yapmak ve penisin ucunu ıslattığı parmağıyla silmesi uygun değildir. Necasetin yayılmasına sebep olur.
20- Başkalarının göremeyeceği şekilde bir iki adım atarak, öksürerek veya sol tarafa eğilerek İstibra yapmak (idrarın son damlasını çıkartmak) vaciptir. Son idrar sızıntısının dışarıya atılmasını gerçekleştiren bu hareket birkaç kez tekrarlanmalıdır. Çıkan ıslaklığı cilde, elbiseye bulaştırmadan oturup yeniden yıkanmalıdır. Taharetlenme bu şekilde tamamlanmış olur. Bundan sonraki konuda “İSTİBRA” geniş bir şekilde anlatılacaktır. Tarif edeceğimiz İstibra usulü ile artık adım atmaya ve öksürmeye gerek kalmayacaktır.
21- Çıkarken sağ ayakla çıkmalı ve şu dua yapılmalıdır. “Faydalı
olanı vücudumda bırakıp, zararlısını dışarıya attıran Rabbime sonsuz hamd ve
sena olsun.” demelidir.
4-KONUN ÖNEMİ
Erkeğin istibrâ yapması farzdır.(04) Kadının istibrâ yapmasına gerek
yoktur. Açıklaması ileride gelecektir. İstibrâ yapmadan, idrarın son damlalarını
çıkarmadan hemen alınan abdest sonunda çok azda olsa idrar damlasının çıkması
abdesti bozar. Veya idrar çıkış deliğinde bir yaşlılık görülürse abdest
bozulur.(05)
Burada önemli olan ıslaklığın görülmesidir. Islaklık his edilmesi başka
ıslaklığın görülmesi başka şeydir. Çünkü ıslaklık ve yaşlık her zaman için hissedilmesi mümkündür. Bilhassa vesveseli
kişilerin bunlara dikkat etmesi gerekir. İdrar deliğinde ıslaklık olduğunu
anlamak için cinsel uzvunun ucuna kuru bir taş veya kurutma kâğıdı konulur eğer
bu konulan şey ıslanırsa ıslaklık var demektir.
İdrar damlası ile delik ucundaki ıslaklık aynıdır.(06)
İdrar damlaması veya idrar deliği ucundaki ıslaklık varsa, bu şekilde alınan bir
abdest ile yapılacak ibadetler, özellikle namaz sahih olmaz. Abdest alınmadan
yapılan ibadette geçersiz olur. Abdest, namazın en önemli şartı olduğundan
dolayı namaz kılınmamış sayılır. Bu bakımdan konu son derece önemlidir.
5-İSTİBRÂ FARZDIR
İdrar sızıntısının kesildiğinde kalbi kanaat getirinceye kadar yapılması
gereken istibrâ farzdır.(07) Şayet kalbi idrarın kesildiğine kanaat getiriyor ve
bu durum kendisinden vesvese sebebiyet vermiyorsa vaciptir. İstibrâdan sonra bir
şey çıkmayacağına kesin bir surette eminse istibrâ yapması menduptur. (Yapılması
halinde sevap yapılmadığı zaman günah olmayan şey)
Bu
hususta hadisi şerifler şöyledir:
(
I ) İdrardan korununuz çünkü kabir azabının hemen hepsi ondandır." (08)
Çünkü kişi idrardan
korunmazsa namazı batıl olur ve günaha girer. Dolayısıyla istibrâ yapmadığı için
büyük günaha girmiş olur.
( II ) İdrardan çok iyi korununuz.
Çünkü kulun kabir de en önce hesaba çekileceği şey odur."
İstibrâya önem
vermeyen namazına önem vermemiştir. Bu Lakaydilik kişiyi cehenneme sürükler.(09)
( III )
"Muhakkak ki, sizden birinize kabrinde azab edilir. Şüphesiz idrar yaptığı zaman
istintar etmezdi denilir". (10)
İdrarın son
damlasını çıkarmak için çaba harcamak demektir.
(
IV ) "Sizden
biriniz idrarını yaptıktan sonra zekerini üç defa kuvvetle çeksin.'' (11)
Abdullah
b.Abbas:''Resulullah bir kabrin yanından geçerken azab gören iki insan sesi
duydu.
”Bunlar azab
görüyorlar. Hem azab görmeleri büyük bir şey için değil; Biri idrarından istibrâ
etmezdi, diğeri de koğuculuk (Laf getirip götürtme) ederdi.'' (12)
Bu Hadis-i
Şeriflerden anladığımıza göre kişi ibadetlerine ne kadar dikkat ederse etsin,
ihlâs ile yaparsa yapsın hatta Hz.Saad b. Muaz gibi düzeyde bir sahabe olsa da
istibrâya dikkat etmezse Allah(C.C) onun cezasını kabir azabı şeklinde veriyor.
İşte örneği;
( V ) "Eğer kabrin sıkmasından
bir kimse kurtulsaydı muhakkak ki Sad kurtulurdu. Vallahi öyle bir şiddetle
sıkıştırıldı ki onun tesiriyle eğe kemikleri birbirine geçti.(Bu durum) onun
sidiğin eserinden sakınmamasındandır.'' (13)
Taberi’nin İbn-u Ömer(R.A) den rivayet ettiği bir hadiste söyle buyrulur: ''Bir
adam kabre konulur hemen iki melek ona gelip ''Muhakkak biz sana bir darbe
vuracağız'' dediler. Hemen öyle bir vuruş vurdular ki kabir ateşle doldu. Bundan
sonra onu bıraktılar. Nihayet ayılıp korkusu gidince Meleklere sordu:
- Bana bu darbeyi
hangi suçumdan dolayı vurdunuz?
- Şüphesiz sen bir
defa abdestsiz namaz kıldın. Birde mazlum bir adamın yanından geçtiğinde sen ona
yardım etmedin cevabını verdiler. (14)
Burada anlatılan
Müslüman bir kişidir. Zira bilerek abdestsiz namaz kılmak insanın küfre götürür.
Demek ki kişi abdestine dikkat etmemiştir, İstibrâya ehemmiyet vermemiştir.
Abdestsiz namaz kılındığından dolayı azaba maruz kalmıştır.
6-MÜSLÜMANLARIN İSTİBRÂYA DİKKAT ETMELERİ GEREKMEKTEDİR
Namaz kılan
Müslümanların istibrâya çok dikkat etmesi gerekir. Bugün ekseri Müslümanlar
namaz kılmıyorlar, kılanların çoğu da istibrâya dikkat etmedikleri için
namazları sahih (kabul) olmuyor. Bu sebeple abdestsiz namaz kılanlar bir hayli fazladır.
Hatta birçok imam bu duruma lakayt kaldığı için kendi namazları sahih olmadığı
gibi cemaatin namazını da ifsat ederek büyük bir vebal altına girimektedirler.
İdrardan sakınmayıp İstibrâ yapılmadan alınmış bir abdestle namaza durup imam
arkasında namaz kılanın cemaate nasıl zarar verdiğini şu Hadis-i Şerif bize
gösteriyor. ''Resulullah (s.a.v) bir sabah namazını kıldırırken şüpheye düşüp
yanıldı. Namaz kılınca söyle buyurdu:
( VI )
''-Bir takım kimselere ne oluyor ki bizimle beraber namaz kılıyorlar da
taharetlerini güzel yapmıyorlar. Bize Kuranın karıştırıp okuyamaz hale getiren
ancak işte onlardır.'' (15)
(VII )
''Bizim namazımı karıştıranlar ancak abdestsiz gelen kimselerdir. Her kim namaza
gelirse abdestini güzel alsın.'' (16)
Bilmemek özür
sayılamayacağına göre gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki
vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
İstibrâ yapmayı
ilmihal kitaplarımız yeterince ele almamaktadır. Bazı ilmihal kitapları
istibrâyı kurulanma olarak tarif etmişlerdir ve bu hususta fazla malumat
vermemişleridir. Hâlbuki tenasül uzvunu yıkandıktan sonra kurulanmayı, idrar
kesilmesini sağlamak için yapılan gayretleri kapsayan istibrâyı aynı manaya
almak mümkün değildir.(17)
Çünkü istibrâ idrar damlasının sızıntısını gidermek veya kesmektir.
Yürümek, öksürmek
sol tarafa yatıp uyumak şeklinde istibrânın yapılacağı kaybeden fıkıh kitapları
(18) bunların yapılmasının ne kadar zor olduğunu ve pratik olmadıklarını hesaba
katmamaktadırlar. Çünkü buna göre tuvaletteki kişi yapabileceği istibrâ usulü
ancak öksürmektir. Yürümek ve sol tarafa yatıp uyumak uygulanabilir metotlar
değildir. Üstelik külota damlayacağından dolayı sık, sık külot değiştirme gibi
bir mahsurları da vardır. Diğer yandan uyumak cemaati kaçırmak gibi diğer bir
mahsuru da beraberinde getirir Külota damlayan idrar avuç içi büyüklüğünden
küçük olursa kılınan namaz mekruh olur. Avuç içinden büyükse namazı ifsat
eder.(19) Çok defa öksürük istibrâ için yeterli değildir.
Bilmemek özür
sayılamayacağına göre gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki
vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
7-İDRAR
DAMLAMASINDAN KORUNMAK
İdrardan gereği
gibi korunmak için şu tedbirlerin alınması gerekir;
1- İdrar sıçramasını önlemek.
İdrar sıçramasını
önlemek için bir çukurun tam ortasına yada tuvalet deliğinin tam ortasına
yapılmalıdır.(En iyisi oturarak idrar yapmaktır)
(VIII ) "Sizden biriniz idrar yapmak istediği zaman, idrarı için müsait bir yer bulsun."
(20)
Bu sebeple
banyoda yıkanırken idrar yapmak mekruh görülmüştür
Reddül Muhtarda ''Kendi abdest aldığı yere idrar yapması mekruhtur.'' (21) kaydı vardır.
Ebu Davud'dan nakledilen bir hadis şöyledir. ''Sakın biriniz hamamda yıkandığı yere idrar yapmasın çünkü umumiyetle vesvese bundan doğar.''
Bu hüküm idrara akacak yol olmadığı ve zemin sert olduğu zaman ki durumdur. Banyo yapan kimse idrardan üzerine bir şey sıçradığını zanneder ve bundan vesvese alır. Rüzgâra karsı idrar yapmakta böyledir.
İbn-u Mace şu ilavede bulunuyor, “Ben Yezid oğlu Muhammed’ten duydum kendisi Muhammed Ettenafi’nin oğlu Ali şunu söylediğini duymuş Diyor ki “Hadiste geçen idrarın yasaklandığı yıkanma yeri toprak çukurudur. Şimdi ise öyle değildir. Duş zeminleri cas,alçı ve ziftenlıyor idrar su ile giderilebiliniyor. Bundan böyle duşta idrar yapmanın bir sakıncası yoktur. (22)
Bu arada şunu da hatırlatalım. Klozet denilen alafranga
tuvaletlere ayakta olmamak şart ile idrar yapmanın bir mahsuru olmaması gerekir.
Fakat bu tuvaletlerde idrar kesesi ve bağırsakların tam boşalmasını
sağlayamadığından tercih edilmemeli.
Çömelip oturmayacak olanlar ve diz problemleri olanların, tansiyon problemi
olanların alafranga tuvalet kullanmasında bir mahsur olmadığı gibi faydalı bir
şeydir,
Diğer yönden genel tuvalet yerlerdeki klozetlerin cinsel
yoldan yayılan hastalıkları bulaştırması bakımından mahzurludur.
2-Ayakta
idrar yapmamalıdır.
Özürsüz olarak
ayakta idrar yapmak mekruhtur. Bu hususta Peygamberimiz(a.s) şöyle buyurur:
Hz.Aişe(r.ah)
''Kendisine kuran nazil olmaya başlandığından beri, Resulullah (A.S) ayakta
idrar yapmamıştır.'' (23)
Yine İmam
Ahmed'in, Tirmizi’nin (1 ci cil 226 cı sayfa),Nesainin (307 nolu hadis) ve ibni
Mace nin tahric ettiği hadiste Aişe (r.ah) demiştir ki:
(IX)
"Size Nebiyy-i Azam (s.a.s) a ayakta işediğini kim haber verirse inanmayın
mutlaka oturarak abdest bozardı." (24)
Abdullah İbn-u
Mesudun (R.A) şöyle rivayet ettiği olmuştur:
( X )"Şüphesiz
ki ayakta abdest bozmak cefadandır'' (25)
Hz.Cabirden (R.A):
( XI )Resulullah(s.a.s)
ayakta idrar yapmayı yasakladı'' (26)
Bazı âlimlerde
ayakta yapmayı caiz görmüştür ve ayakta idrar yapmaya ruhsat vermişlerdir.
Dayandıkları isnat şu hadistir:
Hz.Huzeyfe'den
(r.a) ''Bir gün peygamber(s.a.s) bir kavmin çöplüğüne vardı ve oraya idrarını
yaptı" (27)
Ayakta idrar yapmayı mekruh gören ulema bu hadisi şerif
karşısında şu tevili yapmışlardır:
1- Kadı İyaz’ın beyanına göre Uzun zaman oturan efendimiz in
(a.s) idrarı sıkıştırmış ve uzağa gidememiş hemen ayakta idrarını yapmıştır
2- Resulullah(s.a.s)
dizindeki veya belindeki bir hastalıktan dolayı idrarını ayakta yapmıştır.
3- Çöplükte müsait bir yer bulamamıştır.
4- Bir ihtimalde
ayakta idrar yapmanın caiz olduğunu göstermek için yapmıştır.
Bu Hadis-i Şeriflerden çıkarılan sonuçlara göre ayakta
idrar yapmak mekruhtur. Bu mekruhiluk harama yakın olmayıp kerahat-i
tenzihiyyedir.(28)
Çömelerek idrar yapmanın tıbbi yararı şöyledir:
Çömelince karın kasları kasılır, dizler karına tazyik yaparlar dolayısıyla
mesane baskı altında kalır.
İşeme sonucunda mesane tam boşaldığından mesanede artık idrar kalmaz. Mesane tam
boşalır. Bu ise idrar yolları iltihabını ve mesane taşlarını oluşmasını önlediği
gibi prostat hastalığı olanlarda şikâyetlerin azalmasında etkili olur.
Çömelerek idrar yaparken hafif sol tarafa meyil edilmelidir. İleride görüleceği
gibi idrar yollarının anatomisine (yapısına) en uygun olan bu pozisyonda idrar
yolarının ve mesane tam boşalması mümkün olmaktadır
8-İSTİBRÂDA VESVESE
İstibrâ hususunda insanlar değişiktir. Herkes kendi durumunu bilir. Bazı kimselerin idrar akıntısı hemen kesilir. Bu kimselerin abdestini hemen almaları caizdir. Bazılarının akıntıları daha fazla sürer. Bunların istibrâ yapmaları farzdır.
Her şeye rağmen evham yapıp vesveseye düşenlerin yapacakları bir korunma çaresi de şudur: Bir kâğıt parçasını ya da bir pamuk parçasını bükerek tenasül uzvunun dış deliğinden itibaren yarım santim içeri koymaktır. Pamuk dış taraftan görülmemelidir. Zira idrar yaşlılığı pamuğun dışarısına sıçrayacak olursa abdestti bozar. Her idrar yaptıktan sonra pamuk değiştirilir ve yerleştirilir. Tek mahsuru pamuk veya kâğıt parçasında mikrobik hastalıkların bulaşabilmesi ve nadir olsa da bu maddelerin kalıntısının idrar torbasına kaçmasıdır.
Uygulanan istibrâdan sonra külota su serpmek vesveseyi kıran diğer bir uygulama çeşididir. Hissedilen yaşlılığın serpilen sudan ileri geldiği kanaati hâsıl olur.
İstibrâ konusunda bizim tavsiye edeceğimiz ve kesin sonuç veren ''Sıvazlama" metoduna geçmeden önce idrar yollarının anatomisine bir göz atmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.
9-İDRAR YOLLARI ANATOMİSİ
İdrar, böbrekten süzüldükten sonra göbek altında mesane denen idrar torbasında toplanır. İdrar torbası ile idrarı çıkaran delik arasında uretha denen idrar kanalı bulunur. İşte istibrânın tatbik ettiği organ bu olup uzunluğu erkekte 16-18 cm ve 8 mm çapında, kadın da 2,5-4 cm uzunluğunda ve 8 mm çapındadır. Kadının idrar kanalının kısa olması ve yapısal doğrultusunun düz olmasından dolayı kadınların istibrâ yapmaları gerekmez. Çünkü kısa boyu ve yer çekimi kuvvetiyle içerisinde idrar kalıntısı olmaz. Bu sebeple kadınlar idrar yaptıktan sonra biraz beklerler. Taharet yapıp kurulanırlar. Böylece idrar damlaması olmaz. Fakat erkekte durum farklıdır. Zira idrar yolunun yapısından ve erkeklerde prostat organından dolayı idrar yaptıktan sonra idrar kanalında her zaman bir miktar idrar kalıntısı bulunur.
İdrar kanalının bir diğer görevi ise meniyi (sperma) dışarı atmaktır. Yani idrar atılımı ile meni atılımı aynı kanal ile olur
İşeme kanalı idrar torbasından hemen sonra prostat denen salgı bezinin içerisine girer. Daha sonra aşağıya doğru ilerler. Burada yönü dikeydir. Sonra aşağı ve öne doğru seyreder ve tenasül organının içerisine girer. İdrar çıkış deliğinde sonlanır.
İdrar atım kanalında 4 dar ve 3 geniş yer vardır. Normal hallerde idrarın akmasını engelleyen 2 adet büzücü kas bulunur. Bunlardan birisi mesanenin hemen çıkışında, diğeri de prostat girişindedir.
Bilhassa prostat girişinde olan dış büzücü kas idrar atılmasında ve damlamada önemli etkisi vardır. Bu kasın hastalıklarında veya beyin, omurilik gibi nörolojik hastalıklarda, kuvvetli öksürme, ağır kaldırma gibi zorlama hareketlerinde idrar tutamama şikayetleri olur. Bunun nedeni idrar tutucu büzücü kasın görev yapmamsıdır. Bu durumda özürlü namaz kılma durumu gündeme gelir.
İşte idrar kanalını bu yapısal doğrultusu ve büzücü kasların fonksiyonu nedeniyle idrar kanalında her zaman bir miktar artık idrar kalır. Bu artık idrar normal idrar yaptıktan bir müddet sonra damla şeklinde dışarı akar. Bu durum istibrâ yapılmasını gerekli kılar.
10-ERKEK TENASÜL UZVUNDAN GELEN SIVILAR
Erkek tenasül uzvundan (Penis) dört nevi sıvı gelir
1- İdrar
2- Vedi: İdrar yaptıktan sonra gelen sarı kalın idrar damlasıdır idrarın bittiğini gösterir. Bir hastalık belirtisi değildir.
3- Meni: Kirli beyaz renkte koyu katı kıvamda, hamur kokusundadır. Üreme fonksiyonu ile ilgili tohum hücrelerini (sperm) taşır.
4- Mezi: idrar atım yolundaki bezlerin ve prostat dokusunun salgısından meydana gelir. Genelde büyük tuvaletten sonra makata fazla dokunduğumuzda gelir. İnce, beyaz, miktarı az, saydam bir sıvıdır. Cinsel heyecandan sonra akar. Salya gibidir.
11- MEZİ HAKKINDA BİLGİ
Bu akıntı mezi veya zevk suyu, heyecan suyu dediğimiz akıntıdır. Normal fizyolojik bir akıntı olup bir hastalığı göstermez.
Bu salgıyı kesmenin çaresi ilacı, tedavisi yoktur. Çünkü normal fizyolojik bir akıntıdır. Karşı cinsle yakın temas, hatta düşünme sonucu bile olur. Güzel bir yemeğin görülmesi veya düşünülmesi nasıl ağız sulanmasına neden oluyorsa bu akıntıda böyledir.
Bilhassa cinsel dürtülerden sonra görülür. Kitap, dergi, gazete televizyon gibi erotik yayınlardan olumsuz etkilenme bu akıntının başlıca sebebidir
Salya gibi beyaz berrak ve incedir. Aynı nezledeki sümük gibidir. Miktarı da azdır. Cinsel birleşmeden önce ve cinsel haz duyulunca gelir. Büyük tuvalet sırasında ve ıkınma sıkınmalar sırasında da gelebilir. Sebebi cinsel birleşme sırasında kayganlaşmayı sağlamaktır. Bu akıntı olmasaydı cinsel birleşme çok zor olur ve insanlara acı verirdi.
Bir zararı yoktur. Sadece can sıkıcıdır. Belsoğukluğu ile alâkası yoktur
Bazen de bu salgıyı meydana getiren bezlerin iltihaplanması veya üşütme, ağır kaldırma gibi hareketlerden sonra gelebilir. Bekâr erkeklerde sık, sık gelen bu sıvı normal bir akıntıdır.
Bu dört sıvını hepsi abdesti bozar. Sadece meninin gelmesi gusül abdestti almayı gerektiriri. Diğerleri guslü abdesti almayı gerektirmez.(26 ) Bu sıvıları tanımayan birçok gencin, meziden dolayı gusül abdestti alarak her gün yıkanma sebebi ile üşütmelerine şahit olmuşuzdur.
12-İŞEME FONKSİYONU
İdrar yapma isteği gelince, karın kasları kasılarak idrar kesesine baskı yapmak suretiyle mesanenin kasılmasına neden olur. Beyinden gelen sinirsel emirlerin ve omurilikteki işeme merkezi sinirsel uyarımla mesane çıkışı büzücü kası gevşer ve idrar kanala geçer ve buradan dışarıya tazyik ile atılır.
İdrar bitince bu olayların tersi olur. Mekanizma geriye doğru çalışır. Büzücü kas kasılır, mesane ile idrar kanalının irtibatını keser. Bu sırada penis kökündeki kaslar bir iki defa kasılarak kanal içerisindeki kalıntı idrarı ileri sevk ederek dışarı atmaya çalışır. Fakat bir miktar idrarın kanalda kalmasına engel olamaz.
İşte yapılacak istibrânın amacı, bu artık idrarı dışarı atmaktır. Bazı kimselerde bu kanal biraz beklemekle boşalır. Bazı kimselerde kesilmez damla, damla akmaya devam eder. Bu kalıntı idrarın kesilmesinden önce abdest alınırsa, daha sonra idrar damlayacağı için abdest bozulur ve kılınacak namaz sahih olmaz.
13-SIVAZLAMA METODU
İstibrâ amacı için yapılan sıvazlama metodu söyle uygulanır:
İdrar yaptıktan sonra biraz beklenilir. Bu arada büyük tuvaletten sonra temizlenme yapılır Bu işlem daima istibrâdan önce yapılmalıdır. Çünkü temizlenirken refleks olarak büzücü kas gevşer ve bir miktar idrar, idrar kanalına geçer. Böylece daha önce istibrâ ile boşaltılan idrar kanalı yeniden artık idrar ile dolar.
Sonra bir iki defa öksürülür.
Öksürmekle karın kasları kasılır ve mesaneye baskı artar. İdrar kalıntıları dışarı atılır. Bundan sonra sol elin işaret orta ve yüzük parmakları orta parmak hafif ileride olacak şekilde makattan (büyük tuvaletin geldiği delik) itibaren öne doğru testis torbasının arka ve altına kadar, orta hatta baskı ile sıvazlanır. İşaret ve yüzük parmakları yanlardan kanalı sıkıştırarak orta parmağa yardımcı olur. Dolayısıyla idrar kanalındaki artık idrar tenasül organına geçirilir.
İkinci kademede penis kökünden idrar çıkış deliğine kadar parmak uçları torbanın arka yüzündeki işeme kanalını kavrayarak tazyikle ileri doğru sıvazlanır.
En son olarak penis baş kısmı, bas ve işaret parmağı ile sıkılır ve kalıntı idrar damlaları dışarı atılır. Bu işlem bir kaç defa tekrar edilir ve idrar çıkış deliği su ile yıkanıp bir havlu ile kurutulur. Artık penise vurulmaz, çünkü refleks olarak idrar mesaneden idrar kanalına geçebilir ve artık idrar oluşturur. Buda damlamaya sebebiyet verir.
İstibrâ bitmiştir. Artık idrar damlaması olmaz, zira idrar kanalı boştur. Şeytanın vesvesesine aldanmak doğru değildir. Kanalda idrar kalmamıştır. Bu nedenle idrar damlaması da olmayacaktır.
Bu kesin bir sonuçtur. Artık tuvaletten çıkılıp gönül rahatlığı ile abdest alınıp namaz kılınabilir.
KAYNAKLAR
01-El-Mavarid Sh.82,Mevlüt Sarı
02-Yeni Kumus Sh.19 Bekir Topaloğlu
03-Kamus tercümesi Asım Molla
04-Büyük İslam İlmihali Sh.60 Ömer Nasuhi Bilmen İbn-i Abidin 1/8 356
05-Age Sh.60
06-Reddül-Muhtar Alled dürrül-Muhtar Sh.594 Ahmet Davutoğlu Nimetul İslam Sh.89
07-Nimetül İslam Sh.43
08-İbn-i Mace 348 Nolu Hadis
09-Cami-i Sagir ve Şerhi Sirac-ı Münir et-Tebarani İstinadı Hasendir (7605)
10-Kamus Tercümesi Asım Molla Kamus elmuhiti 1/665
11-İbn-i Mace 326 nolu hadis Beyhakki s.Kübra 552
12-Sahihi Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Cilt 1 Sh.175
13-Sünen-i Nesai 4/101-102
14-Ramuzul Ehadis üdhile kelimesi
15-Sünen-i Nesai 2.cüz 156
16-Camiüs Sağir "innema" kelimesi Ebu Ravhul Kelamiden
17-Nimetül İslam Sh.42 Sönmez Yayınlar
18-Reddül Muhtar Sh.593 1 ci cilt nimetül islam Sh.43
19-Nimetül İslam Sh.97
20-Müsned İmamı Ahmed Ebu davut sünen 3 nolu hadis
21-Reddül Muhtar Sh.593
22- İbnu Mace sh. 304
23-Süneni Ebu davut 1/93
24- Süneni Tirmizi Cild 1 Sh.1.12
25-İbn-i Mace Hadis No:300
26-Süneni Tirmizi C:1 Sh.19/20
27-Tirmizi Cild1 Sh.19
28- İbn-u Abidin 1/355-356